En güzel gömlek ve kravat!


Hâlâ direniyorum kravata.
Saçımı sakalımı ağarttım. Güya gitgide daha “ciddi” adam oldum. Fakat durum çok gerektirmedikçe, zorlanmadıkça kravat takmıyorum. Oysa kravatın sadece herkesi “hiza”ya sokan sıradan bir aksesuardan ibaret olmadığını ve hoş özellikler taşıyabileceğini kavrayalı çok oldu!
Bu kumaş parçasını Jakoben Cumhuriyet bürokrasisinin üniforması veya burnu büyük finans burjuvazisinin masonik rozeti gibi değerlendirmek falan artık pek heyecanlandırmıyor beni.Rengârenk kravatlara ve yan cepten fiskiye gibi yükselen renkli mendillere hâlâ ısınamasam da çizgileri bıçak keskinliğinde gömlek yakalarının ortasından aşağıya doğru inen siyah veya gri bir kravatı çok çarpıcı bulduğumu itiraf etmeliyim.Ama sıkıntı öyle mi ya!Zaman her şeyi törpüleyebilir. Zamanla tavırlar esner, duruşlar gevşer, ideolojik yorumlar yavaş yavaş söner belki. Fakat maddenin katı hali gibi duygunun da katı hali vardır ve sıkıntı denilen şey zamana direnir, hep katı kalır.
Ve gerçek şu ki, kravat şimdi şunları yazarken parmaklarıma kramp girmesine yol açacak kadar katı ve keskin biçimde sıkıntı demektir benim için...
Kravat gömlek...Bu ikisinin en anlamlı biçimde bir araya geldiği hal ömrümün çok gerilerinde kaldı. Neredeyse hayatımın tarih öncesinde...
Geçen gün hatırladım o güzel çağı.
Öğlen vaktiydi. Sarı eylül ışığının tadını çıkartarak Beylerbeyi’nden geçiyordum. Gözlerimi caddenin karşı kaldırımına çevirdiğimde onları fark ettim.Okuldan çıkmışlardı, kalabalıktılar.Otobüs bekliyorlardı.Belliydi, kimisinin aklı duraktaki mavi gözlü kızın yanında karizmayı çizdirmeden kapağı eve atmaktaydı.Kimisinin aklındaysa eve gitmeden önce top peşinde koşturulacak yarım saat vardı.Fakat nasıl da yakışıklıydı duruşları!Nasıl da alımlıydı üzerlerindeki o dağınıklık!Daha şimdiden hayat dersinde tahtaya kaldırılmış olmanın hüznüyle geleceğe dair inatçı umutları nasıl da güzel biçimde harmanlıyordu üzerlerindeki o gömlek ve kravatlar!
O an bir kez daha anladım! Armani’ler, Gucci’ler, Vakko’lar, Damat’lar, sürekli yenilenen moda akımları...
Hepsi hikâye aslında!O bir ucu isyan etmiş gibi pantolon kemerinden fırlayan beyaz gömlek ve gevşetilmiş koyu renkli kravatların üzerine yok!
Ama onları güzel, hakiki ve has kılan ruh da biz koca adamlarda yok artık!

Haşmet Babaoğlu / Vatan