
Onları pek tanımadık aslında... Onlara kızdık. Onlar için üzüldük.
Kimi zaman burun büktük.
68'li ağabeyleri çok kitap okumuşlar, çok yürüyüş yapmışlar, dünyanın tozunu atmışlardı.
Keza 78'liler barikat kurmuşlar, silah sıkmışlar, afiş asmışlar, darbede yasak kitap yakmışlardı.
Böyle iki kuşağın ardından gelen 88'liler bambaşka bir iklim içinde büyüdüler.
"İhtilal kelimesinin anlamını bir sabah kalktıklarında annelerinden öğrendiler."
Boşvermişlikleri, benmerkezcilikleri, "gemisini kurtaran kaptan" zihniyetleri nedeniyle çok eleştirildiler.
"12 Eylül öncesi" diye bir takvim yoktu kafalarında...
Evren'le doğmuş, Özal'la büyümüşlerdi ve belki de bunca tepki çekmelerinin nedeni bu isimler ve o kahrolası yıllarla birlikte anılmalarıydı.
18 yaşına geldiğinde kendini dünyanın merkezi sanan ağabeylerinin aksine, onlar dünyayı kendilerine merkez yaptılar, dışa açıldılar, gezip dolaştılar ve -bilmem farkında mıydınız- sessiz sedasız büyüdüler.
88 kuşağının artık orta yaşlı olduğuna, ben İnternet'te gezinirken aydım.
Baktım, Alpaslan Bak diye bir 88'li kendine bir site açmış. (http: 80'ler.hvpermart.net ) "Nerede o eski isimler" muhabbeti yapıyor.
Öyle bir site ki, Evren Cumhurbaşkanı seçildiğinde ilkokuldan ortaokula geçenler lafa "Bizim zamanımızda..." diye başlıyor.
Üstelik okurken fark ettim ki "Ah o zamanlar" diye anlattıkları, bizim için "daha dün" gibi anılar...
Alp'in sitesindeki "Acaba siz de 80'lerin çocuğu musunuz" başlıklı sayfadan seçtiğim bazı soruları burada sizlere yöneltmek istiyorum.
Hafızanız, yaşınızı ve kuşağınızı ele verecek."
- JR'ı kimin vurduğunu biliyorsanız,
- Wham'ın ayrılmasına hâlâ üzülüyorsanız,
- Commodore 64'ünüz ve Betamax kasetleriniz hâlâ bir yerlerde duruyorsa,
- Radyoyu açınca sadece tek bir kanalın çıktığı günleri hatırlıyorsanız,
- The Wall'u sinemada izlediyseniz,
- Elmor'un kim olduğunu biliyorsanız,
- İstiklal Caddesi'nin trafiğe açık olduğu günleri hatırlıyorsanız,
- 33'lük plaklarınız hâlâ duruyorsa,
- İstanbul'un telefon kodunun 1 olduğu ve karşıyı ararken kod çevirmek zorunda olmadığınız zamanları hatırlıyorsanız,
- Kadın deyince aklınıza Bo Derek geliyorsa,
- Playboy'un ilk sayısında kimin olduğunu hatırlıyorsanız,
- Güneş Tecelli ve Cenk Koray ikilisini unutmadıysanız,
- Lise arkadaşlarınızla 1999 yılbaşında tekrar biraraya gelmeyi planladıysanız,
- Trafikte sıkıştığınızda bazen turbo tuşunu arıyorsanız,
- Babanıza bir telsiz alması için yalvardıysanız,
- İnternet diye bir kelimenin olmadığı zamanlan hatırlıyorsanız, siz de seksenlerin bir çocuğusunuz...
Can Dündar / Milliyet