Hijyenik olmayan pamuklu cocuk bezi ile, tahta beşik ile büyüdük. Çocuklar için güvenli kapaklar, kilitler, elektrik prizleri yoktu ve bisiklete kasksız binerdik. Gideceğimiz yere yanımızda bir koruyucu ile değil yalnız giderdik hiç bir rizikoyu düşünmeden. Otomobil de, çocuk koltuğu olmadan ve kemer bağlamadan taşırdı bizi.
Erkek çocukların tornetleri vardı. Onları bir otomobil edasi ile kullanır, bakar ve parkederlerdi. Sonra karşılarına geçip hayran hayran seyrederlerdi. Bütün imalatı bize aitti. Çeşmeden su içerdik.. Pasta yerdik, ekmek yerdik, şekerli içecekler içerdik ve fazla kilolarımız yoktu.Çünkü sokakta oynardık. 3-4 arkadaş aynı şişeden içerdik ve hiçbirimiz ölmezdik. Oyuncak arabaları haftalarca uğraşıp kendimiz yapardık sadece fren yapınca nasıl iz kaldığını görebilmek için. Problemlerimizi kendimiz çözmeyi öğrendik.
Sabah evden çıkıp, akşam sokak lambaları yanıncaya kadar dışarıda kalabilirdik. Anamız gece sokaktan bizi çeke çeke,bağıra bağıra alırdı. Kimse bize ulaşamazdı, cep telefonlarımız yoktu... Akıllara zarar!
Playstationlar, nintendolar, videolar, PC, 98 kanallı kablo yayını, internet, chat odaları yoktu. Arkadaşlarımız vardı, sokağa çıkar ve bulurduk onları. Oynadığımız oyunlarda bazen canımız yanardı, ağaçtan düşerdik, heryerimiz çizilirdi, çeşitli kazalar ve yaralar olurdu. Ama asla haklılık haksızlik kavgası olmazdi. Doktora giderdik kimse de suçluluk duymazdı. Hatirlar mısınız kazaları? Dövüşürdük, itişirdik, mor lekeler oluşurdu ama biz çabucak iyileşmesini öğrendik.
Ağaç dallarından çelik çomak oynardık birbirimizin gözünü oymazdık. Komşu bahçesindeki kiraz ağacına dalardık. Bilirmisiniz "dalmayı" meyva bahçesine "dalmayı" dut ağaclarının tepesinde dolaşmayı, onu sallamayı ve örtünün üzerinden dut yemeyi bilirmisiniz? Önceden haber vermeden bisikletle veya yürüyerek bir arkadaşımıza gidip zili çalardık, içeriye girip saatlerce oynar konuşurduk (Düşünebiliyormusunuz habersiz). Eğer doğru zamanda gelmediysek içeri giremezdik. O zaman da hayal kırıklığını öğrenirdik, herşeyin istedigimiz gibi ve istedigimiz zamanda olamayacağını öğrenirdik. Öğretmenlerin daha cok zamanı vardı ve neşeliydiler. Herkes koleje gitmezdi, gitmeyenler aptal sayılmazdı. Kuafor de olunabilirdi.
Şans-talih-kader-kısmet sattınız mı sokaklarda. Bağıra bağıra. Sonra kutudaki gofretleri oturup bir köşede gizlice yediniz mi siz? Yaptığımız herşeyin arkasında dururduk ve tutarlıydık. Okulla veya kanunla çelişkide olduğumuzda, ailemiz bizi dişlar mı düşüncesi yoktu.
Sorumluluk sahibiydik ve herşeyi başardık.!!!..
Evet biz başardık ve çocukluğumuzu yaşadık doya doya...
Evet... biz çocuktuk.
Can Dündar/Milliyet