Bir zamanlar Türkiye'de, 1970'lerde, birçok sinemaseverin Kemal Sunal ve Louis des Funes'yle beraber en büyük tutkularından biriydi "Yavru ile Katip..." İtalyan sinemasının bu "Lorel ile Hardy"sini Altan Erbulak'la Erol Günaydın seslendirmişlerdi. "Katip"i Altan Erbulak "donuk" bir ses tonuyla konuşurken, Erol Günaydın da "Yavru"yu "sıcak" ve doğaçlama olarak seslendirmişti. Kısa boylu ve hafif tombulca olan "Yavru"ya Franco Franchi hayat verdi. Uzun boylu, soğuk, kıvırcık saçlı ve kaytan bıyıklı "Katip"i de Ciccio Ingrassia oynadı. "Yavru", kaşlarını oynatmakla ve mimikleriyle meşhurdu. Onların hiç parası yoktu ve şehri altını üstüne getirirlerdi. "Yavru" Franco Franchi, 28 Eylül 1922'de Palermo'da doğdu, 9 Kasım 1992'de Roma'da öldü. "Katip" Ciccio Ingrassia da, 5 Ekim 1922'de Palermo'da doğdu, 28 Nisan 2003'te Roma'da öldü. İkisi de Sicilyalıydı. İkisinin de yolları sinemada 1960 yılında buluştu ve küçük rollerde birlikte görünmeye başladılar. Sonra da sinemada kahhaka makinesine dönüştüler. Onların karakterlerinde "aptal-zeki" karşıtlığı vardır. Tıpkı bir tür "Hacivat ile Karagöz" gibi. Türkiye'de bazı uğraşlar gerçekten uğraş istiyor. 1970'lerde "Yavru ile Katip" filmlerinin sinemada gösterilen Türkçe adlarını bulabilmek gerçekten çok zor. Bulsanız da bu sefer orijinal adlarını bulmakta zorlanıyorsunuz. Türkiye'de "002" olarak da bilinen "Yavru ile Katip" sinemanın "süperstar"larıydı,ama Türkiye'de çabucak unutuldular. Onların yolları, 1960 yılında Mario Mattoli'nin yönettiği "Appuntamento a Ischia" filminde kaçakçı rolleriyle buluştu. 1960'lı yıllarda da Türkiye'de filmleri gelse de daha çok 1970'li yıllarda popülerlik kazandı "002 Yavru ile Katip..." Ocak 1972'den Eylül 1978'e kadar birçok filmleri Türkiye sinemalarında boy gösterdi. 1972 yılında Giovanni Grimaldi'nin 1969 yapımı "Franco e Ciccio sul Sentiero di Guerra-002 Apaçilere Karşı", Osvaldo Civirani'nin 1971 yapımı "I Due della Formula uno alla Corsa piu Pazza Pazza del Mondo-Yavru ile Katip Çapkın Şoförler", Giuseppe Orlandini'nin yönettiği 1971 yapımı "I Clan dei Due Borsalini-002 Borsalino Çetesi" ve "002 Yavru ile Katip Konuşan Katır" filmleri gösterime girdi. 1973 yılındaysa Osvaldo Civirani'nin yönettiği 1972 yapımı "I Due figli di Trinita-002 Trinita'nın Çocukları" gösterildi. 1974'te Osvaldo Civirani'nin yönettiği 1971 yapımı "I Due Pezzi da Novanta-002 Hızlı Kayakçılar", "002 Karateci", "002 İdam Mahkumları" ve "002 Roma'da Son Tango" komediseverlerle buluştu. 1975 mart ayında Riccardo Pazzaglia'nın 1974 yapımı "Farfollon-002 Kelebek" filmleri gösterildi sadece. 1978 eylülündeyse Mariano Laurenti'nin yönettiği 1975 yapımı "II Sogno di Zorro-002 Zoro Diye Biri" gösterime çıktı. Ciccio Ingrassia'nın 1974 yılında yönettiği ve kendinin oynamadığı ama kadim dostu Franco Franchi'nin başrolde oynadığı "Paolo il Freddo" filmini yönetti. "Yavru ile Katip", 1970'lerin ortasından sonra artık filmlerde sık sık bir araya gelmiyorlardı. 1980'li yıllarla beraber televizyona ağırlık verdiler. 1980'li yıllarda "Yavru ile Katip" zaman zaman televizyon dramalarında bir araya gelmeye başladılar. Beraber oynadıkları son sinema filmi, Taviani kardeşlerin 1984'te yönettiği "Kaos" oldu. "Kaos"ta "Katip" Ciccio Ingrassia, Don Lollo karakteriyle unutulmaz bir kompozisyon çizdi ve "mamma mia" nidası hala belleklerde. "Yavru" Francho Franchi de Zi' Dima rolündeydi bu filmde. "Katip" Ciccio Ingrassia, büyük usta Federico Fellini'nin 1974 yapımı "Amorcord-Hatırlıyorum" filminde de Teo karakterini canlandırmıştı. "Katip", 1990 yılında ustalardan Ettore Scola'nın "II Viaggio di Capitan Fracassa-Kaptan Fracassa'nın Yolculuğu"nda küçük bir rolle göründü. "Katip", 1992'de "Yavru" öldükten sonra sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde küçük rollerde görünmeyi sürdürdü 1996 yılına kadar. Sonra da ölene kadar hiçbir yapıtta oynamadı. Onlar, bir zamanların "süperstar"ları gibi unutulup gittiler. "Yavru"nun "Bastır Ankaragücü" nidası gibi.
1981 yılında Hıncal Uluç ve Ali Kocatepe tarafından hazırlanmış, Gelişim Yayınları tarafından çıkarılmıştır.
1985 yılında yayın hayatına başlamış, ilk sayısının kapağında Derya Arbaş yer almıştır.
KİTAP DÜNYASINA DA BİR GÖZ ATALIM!
Murat Kürüz'ün bu kitabını okurken çok özlediğimiz 80'li yıllara bir yolculuk yapacağız.
“Araya Parça Giren Yıllar” Türk sinemasının kimilerince en “karanlık” dönemi sayılan “1974-1980 seks filmleri dönemi”ni inceleyen bir kitaptır. “Araya Parça Giren Yıllar” ilk tohumları 1972’de atılsa da, gerçek startı 1974’te verilmiş olan 1980’e dek süren “Türk Seks Filmleri” dönemine bugüne dek pek bakılmamış bir açıdan olabildiğince derinliğine bakmayı denemiştir.
Tunca’nın 70’li yıllarda HEY’de yayınlanan röportajlarından derlenen bu kitap genç müzisyenlere, genç gazetecilere ve 70’li yıllara dair bir ışık tutuyor.
Naim Dilmener geniş arşivini, bilgi birikimini, tecrübesini, coşkusunu, heyecanını, incelemeci, araştırmacı yönünü bir potada eriterek, ancak onun başarabileceği, bir anlamda da başarmak zorunda olduğu -çünkü bu, üstünde taşıdığı bir misyon, toplumsal bir görevdi bir bakıma- çalışmayı bitirdi, Hafif Türk Pop Tarihi’ni armağan etti bize.
Atilla Dorsay müziği de çok sevdi. Neredeyse sinema kadar... Bir dönemde şarkıcı olmayı bile denedi. ama "Kader ağlarını ördü" ve o sinema yazarı oldu. bu kitapta Dorsay, hayatının çok önemli bir parçası olan müzikle ilişkili anılarını anlatıyor. kişisel olmasına karşın herkesin, kendi şarkılarından, seslerinden ve anılarından parçalar bulacağı bir pop müzik tarihi...
Ayfer Tunç'un Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bu kitabı Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, 70'li yıllarda nasıl yaşadığımızı, "içerden" yani ev içinden anlatıyor. Cenazeden düğüne, okuldan pikniğe, telefondan faytona, dönemin kozmetiklerinden giyim kuşam modasına, misafir ağırlama usullerinden, hediye alma adetlerine, mektup yazma adabından kara trenlere kadar birçok alanda okuru gezdiriyor.